Stapelia Çiçekleri Neden "Kötü" Kokar?
Stapelia Çiçekleri Neden "Kötü" Kokar?
Asclepiadaceae familyasından olan Stapelialar çubuk formlu gövdelere sahipler. Bu gövdeler üzerinden çıkarttıkları sapların ucunda çoğunlukla son derece gösterişli ve renkli çiçekler açarlar. Kimi türlerinde çiçek çapları 25 cm'ye ulaşır. Bitki üzerinde 3-4 gün kalan çiçeklerin formlarının dışındaki en dikkat çekici özelliği çevrelerine salgıladıkları ancak insanlar tarafından sadece çok yaklaşıldığında algılanan kötü / çürük et, leş kokularıdır.Diğer çiçeklerin çoğunluğu tozlaşmayı sağlayıp tohum bağlayabilmek amacıyla, özellikle arıları çekebilmek için çevrelerine hoş kokular yayarlar. Stapelialar ise, geçirdikleri evrim sonucu, kara ve yeşil sinekler gibi leş, çürük et vb'nden beslenen küçük canlıları tozlanma aracı olarak seçmişlerdir. Bunun nedenini sanırım Stapeliaların anavatanı olan Güney Afrika ve Zambia'da aramamız gerekir.
Evrim süreçlerini bu bölgede yaşayan Stapelialar acaba yaşadıkları ortamlarda çiçeklerini dölleyecek ve hoş kokuları tercih eden aracıları "yeterli miktarda" bulamamış olabilirler mi? Ya da hayvan leşlerinin çiçeklerden daha kolay/sık ve yoğun bulunma olasılığı güçlü olan Afrika'nın güneyinde ki savanlarda (O koşullarda çiçeklerin leşlere göre daha seyrek ve elbette dönemsel olduğu unutulmamalıdır) daha kolay bir hayatta kalma stratejisi midir onları leşsever küçük canlılara yönelten? Evrim, zoru seçmez.
Ayrıca bu cinse ait türlerin çiçeklerinin çoğunun koyu (çürük et rengi gibi) ve iri (et parçaları gibi) olduğunu da dikkate almak gerekir. Doğal ortamına uyum sağlamayan çiçek renkleri ise bizlerin eseri...
Bahçemize dönersek, çiçek açmış bir Stapelianızı dış mekana koyduktan kısa bir süre sonra çiçeğin üzerine kara ve yeşil sineklerin üşüştüğünü sizler de gözleyebilirsiniz.
Diğer bir ilginç nokta ise Stapelia çiçeklerinin koku yaymayı geceleri kesmesidir. Gündüz hoş koku yayan pek çok bitkinin tersine çiçeklerini geceleri kapatmayan bu Stapelialar, kapanmak yerine koku salımını durdururlar.
Velhasıl, sukkulent aleminin göründüğünden ilginç üyeleridir Stapelialar...
"Stapelialar" bölümümüze gitmek için tıklayınız.
Yaprak Leke Hastalığı (Beyaz Pas)
Aşağıdaki metin, kaktüs rehberi haberleşme grubu üyesi Ahmet Gündüz'ün gruba gönderdiği bir mesajdan alınmıştır. Paylaşımı için Ahmet Gündüz'e teşekkür ederiz.
Kışın serin havada bulunan bitkilerde hastalıkların gelişim ve yayılımı sıcakta (iç mekan) bulunanlara göre daha zordur.
Hastalıkların aktif olması için ortamda ısının ve nemin yüksek olması gerekir. Hastalık etmenlerinin bu müsait ortamda yapraktan yaprağa, bitkiden bitkiye bulaşması kolay olur.
Dış ortamda her ne kadar yağmur varsa da hava akımı ve düşük ısı bu enfeksiyonun şiddetini düşürmektedir.
Burada Sedumlara "Mancozeb" terkipli bir ilaçla müdahale edilebilir.
Karışım oranı: 2 gr ilaç/1 litre su
Uygulama: 15 gün ara ile 2-3 kez, püskürtülerek.
(...)
Bir kaç ilave daha:
Bu sadece fotoğraflardan yapılan bir teşhistir. Bilimsel olarak fungus izole edilip doğru teşhis yapılmalıdır. Bu hastalığın etmeni olan fungus muhtemelen Albugo candida. Özellikle lahanagillerde görülen bir hastalıktır.Semptomları genellikle beyaz şeffaf lekeler. Bu nedenle "Beyaz Pas" adı verilir.
Semiz otunda, Roka'da, süs bitkilerinden Crisantem'de daha sık görülen bir fungal hastalıktır. Püstülleri yaprak üstünde görülmez, epidermis içinde gelişir. Unutmayalım, her leke ölü hücreler topluluğudur, yani yaprağın o kısmı ölüdür. Dikkate alalım.
Yaprak Leke Hastalığı (Beyaz Pas)
Bence bu Sedumlarda bir hastalık atağı olmuş. (Yaprak leke hastalıkları-pas, Beptoria ??, yeni yapraklara da ortamını bulduğu zaman bulaşabilir. Kışın serin havada bulunan bitkilerde hastalıkların gelişim ve yayılımı sıcakta (iç mekan) bulunanlara göre daha zordur.
Hastalıkların aktif olması için ortamda ısının ve nemin yüksek olması gerekir. Hastalık etmenlerinin bu müsait ortamda yapraktan yaprağa, bitkiden bitkiye bulaşması kolay olur.
Dış ortamda her ne kadar yağmur varsa da hava akımı ve düşük ısı bu enfeksiyonun şiddetini düşürmektedir.
Burada Sedumlara "Mancozeb" terkipli bir ilaçla müdahale edilebilir.
Karışım oranı: 2 gr ilaç/1 litre su
Uygulama: 15 gün ara ile 2-3 kez, püskürtülerek.
(...)
Bir kaç ilave daha:
Bu sadece fotoğraflardan yapılan bir teşhistir. Bilimsel olarak fungus izole edilip doğru teşhis yapılmalıdır. Bu hastalığın etmeni olan fungus muhtemelen Albugo candida. Özellikle lahanagillerde görülen bir hastalıktır.Semptomları genellikle beyaz şeffaf lekeler. Bu nedenle "Beyaz Pas" adı verilir.
Semiz otunda, Roka'da, süs bitkilerinden Crisantem'de daha sık görülen bir fungal hastalıktır. Püstülleri yaprak üstünde görülmez, epidermis içinde gelişir. Unutmayalım, her leke ölü hücreler topluluğudur, yani yaprağın o kısmı ölüdür. Dikkate alalım.
Meryem Üstündağ'da Alıntılar
Meryem Üstündağ'dan Alıntılar
(Bu bölüm, Kaktüs Rehberi haberleşme grubu üyesi Meryem Üstündağ'ın çeşitli tarihlerde gruba yazdığı mesajlardan yapılan bilgi içerikli alıntılardan oluşmaktadır.)
Huernia ile Stapelia türlerinin farkı
(...)
Özetle söylemek gerekirse her ikisi de "Asclepiadoideae" familyasina ait olup, Huernia 40, Stapelia 60 alt türe sahiptir. Anavatanlari Afrika kıtasıdır.
En belirgin farklılıklari Stapelialarin daha dikensiz bir gövde, daha tüylü ve kokulu çiçek yapisına sahip olmasıdır. Her ikisi de ayni familyadan olmaiarina ragmen onları birbirinden ayıran ozellikler kısaca bunlardir.
***
Türkiye'de sukkulent çeşit ve dağılımı
(...)
Benim bugüne kadar imkanlarım dahilinde yaptığım arastırmalar sonucu, dogamızda Euphorbia, Sedum ve alt türleri Phedimus stoloniferus - Zigana Gecidi'nde; Sempervivum (ve alt türleri diyebilecegim Prometheum), Rosularia, Crassula Tillea (Türkiye'nin güney ve batısında) türleri ağirlik taşımaktadır.
Araştırmalar en fazla Turkiye'nin Akdeniz, Dogu Karadeniz ve dogusundaki bölgelerde yoğunlaşmiş. Elimde Ege ve Marmara yöresine ait bilgi veya belge yok. Özellikle Ege'de Crassula çeşitleri olduğunu düşünmekteyim çünkü karşi komşumuz Yunanistan ve adalarinda mevcut.
Dogu Karadeniz sempervivum açisindan inanılmaz çesit zenginliğine sahip. Rize, Van ve Erzurum çevreside sedum çesitliliği acisindan oldukça zengin coğrafik bolgeler.
(...)
Bulundugum Akdeniz Bölgesi'nden baslayacak olursak; Mersin'de kazara benim keşfettigim (Mezitli-Kuyuluk mevki) Sedum türünün en küçük ve kırmızı Sedum türü olan "Sedum Caespitosum", Kemer-Kumluca-Finike arası "Euphorbia Myrsinites", 3 Rosularia (Serrata,Globulariifolia, unknown) ve 4 Sedum (Litoreum,Sediforme,Ursi, Laconicum) türü bulunmakta.
Ayrıca Toros Dagları'nda yer alan Namrun yaylasında Ağustos sonu kuruyan yaklasik 8 cm uzunluğunda beyaz çiçeklere sahip Sedum sp. yer almaktadir. Antalya-Olimpos'dan (Rosularia), Van Kalesi'ne (Sedum Polystriatum) ve Nemrut Dağına (Sedum Subulatum) uzanan bu doga yolculuğu epeyce farklı türü barindirmaktadir.
(...)
Ben bu türlerin, Sedum album haricinde, kültür çalışmalarının yapılmadığını düşünüyorum. Sedum album, tüm dünyada oldukça bilinmekte ve ev, bahce ve saksılarda yerini almaktadir.
***
(devamı gelecek...)
Bilgiler için Meryem Üstündağ'a teşekkür ederiz.
(Bu bölüm, Kaktüs Rehberi haberleşme grubu üyesi Meryem Üstündağ'ın çeşitli tarihlerde gruba yazdığı mesajlardan yapılan bilgi içerikli alıntılardan oluşmaktadır.)
Huernia ile Stapelia türlerinin farkı
(...)
Özetle söylemek gerekirse her ikisi de "Asclepiadoideae" familyasina ait olup, Huernia 40, Stapelia 60 alt türe sahiptir. Anavatanlari Afrika kıtasıdır.
En belirgin farklılıklari Stapelialarin daha dikensiz bir gövde, daha tüylü ve kokulu çiçek yapisına sahip olmasıdır. Her ikisi de ayni familyadan olmaiarina ragmen onları birbirinden ayıran ozellikler kısaca bunlardir.
***
Türkiye'de sukkulent çeşit ve dağılımı
(...)
Benim bugüne kadar imkanlarım dahilinde yaptığım arastırmalar sonucu, dogamızda Euphorbia, Sedum ve alt türleri Phedimus stoloniferus - Zigana Gecidi'nde; Sempervivum (ve alt türleri diyebilecegim Prometheum), Rosularia, Crassula Tillea (Türkiye'nin güney ve batısında) türleri ağirlik taşımaktadır.
Araştırmalar en fazla Turkiye'nin Akdeniz, Dogu Karadeniz ve dogusundaki bölgelerde yoğunlaşmiş. Elimde Ege ve Marmara yöresine ait bilgi veya belge yok. Özellikle Ege'de Crassula çeşitleri olduğunu düşünmekteyim çünkü karşi komşumuz Yunanistan ve adalarinda mevcut.
Dogu Karadeniz sempervivum açisindan inanılmaz çesit zenginliğine sahip. Rize, Van ve Erzurum çevreside sedum çesitliliği acisindan oldukça zengin coğrafik bolgeler.
(...)
Bulundugum Akdeniz Bölgesi'nden baslayacak olursak; Mersin'de kazara benim keşfettigim (Mezitli-Kuyuluk mevki) Sedum türünün en küçük ve kırmızı Sedum türü olan "Sedum Caespitosum", Kemer-Kumluca-Finike arası "Euphorbia Myrsinites", 3 Rosularia (Serrata,Globulariifolia, unknown) ve 4 Sedum (Litoreum,Sediforme,Ursi, Laconicum) türü bulunmakta.
Ayrıca Toros Dagları'nda yer alan Namrun yaylasında Ağustos sonu kuruyan yaklasik 8 cm uzunluğunda beyaz çiçeklere sahip Sedum sp. yer almaktadir. Antalya-Olimpos'dan (Rosularia), Van Kalesi'ne (Sedum Polystriatum) ve Nemrut Dağına (Sedum Subulatum) uzanan bu doga yolculuğu epeyce farklı türü barindirmaktadir.
(...)
Ben bu türlerin, Sedum album haricinde, kültür çalışmalarının yapılmadığını düşünüyorum. Sedum album, tüm dünyada oldukça bilinmekte ve ev, bahce ve saksılarda yerini almaktadir.
***
(devamı gelecek...)
Bilgiler için Meryem Üstündağ'a teşekkür ederiz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)